Sokaklarda dolaşırken insanların sakinliği göze çarpıyor. Yoğun ve karmaşık trafikte bile sükûnetlerinden taviz vermiyorlar. Belki de bu sakinliğin nedenlerinden biri ülkenin uçsuz bucaksız yeşillikler içinde olmasıdır diye düşünüyoruz. İnsanlar toprak ve yeşille iç içe. Fakat bereketi her halinden belli olan toprağı işleyebilmek için özgüvene ve çalışmaya ihtiyaçları var. Tarım alanlarının çoğunun Avrupalılara ait olduğu düşünülünce yerli halkın özgüven kazanmasının zaruri olduğu fark ediliyor. Sömürge altında yaşamak bu insanların özgüvenlerini de alıp götürmüş.
Kamerun Müslüman bir ülke mi?
Yaklaşık 23 milyon nüfusa sahip olan Kamerun’un %70’ini Hristiyanlar, %20’sini de Müslümanlar oluşturuyor.
Hristiyanların nüfusu fazla olsa da insanlar iç içe, birbirlerinden ayrışmadan yaşıyor. Kilise gördüğünüz sokakta biraz ilerlediğinizde bir mahalle mescidi ile karşılaşabiliyorsunuz. Ayrı dinlerin insanlarının burada herhangi bir problem olmadan yaşadığını gözlemleyebiliyorsunuz. Burada kavga veya savaş için bir neden yok.
Müslümanların yoğun olduğu mahallelerde cami veya mescit eksikliği pek hissedilmezken, diğer bölgelerde Müslümanlar namazlarını temiz buldukları her yerde kılabiliyor. Bu kimi zaman bir dükkân girişi, kimi zaman yol kenarındaki yeşillik, kimi zaman da sokak pazarı olabiliyor. Müslümanlar burada kendi üzerlerinde herhangi bir baskı hissetmeden yaşasalar da sokaklardaki gayriahlaki görüntüler onlar için rahatsız edici düzeyde. Dindar Hristiyanların da rahatsız olduğu bu konu için devletin önlem alınmasını istiyorlar. Ancak yükü sadece devlete yüklemeyip kendileri de bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyorlar.